9 Şubat 2015 Pazartesi

Sonra

sonra hiçbir şey yoluna girmedi, kimse hiçbir hikayenin sonunda mutlu olamadı. 40 yaşına dahi gelsen saçını başını okşayacak bir annen, senin için kaygılanacak bir baban; 70 yaşına gelsen dahi seni sevecek bir sevgilin olmayacak.

kimse kimseyi sonsuza dek sevmiyor, anlayın artık. her şey hıçkırıklar içinde ağladığınız bir akşam patır patır beyninize düşüyor, göz yaşlarına sebep olan her şey ama her şey hayatın ta kendisi. hayat kimse güller, şekerler, şerbetler ve güzel günler sunmuyor. sen içlerinden sana göre olanları seçip gül sayıyorsun.

kafanı yumruklasan da, dişlerini sıksan da, duvarlara kafanı vursan da o anları; mutsuzluğunu değiştiremiyorsun. zamanla ama sadece zamanla, sakin olmaya çalışarak, sakin kalarak ve sabrederek artık eskisi kadar sinirlenmediğini öğrenmen zor oluyor. ama bunun dışında yapabileceğin hiçbir şey yok. nihayetinde kimse seni senden çok düşünmüyor.

kurduğun sevgili dünyanda, naiflikler diyarında, incelikli düşüncelerinin arasında bir anda bir kara böcek olduğunu farkediyorsun. kara düzen var, manifestosu yok yaşamın, alabildiğine deneysel ve alabildiğine hoyrat.

sakin kalabildiğin şeyler olduğunda büyüdüğünü anlıyor, boşvermeyi öğreniyor hep ama hep eriyorsun. heyecanların, hayallerin, aşkların ve daha nice mutluluğa açılan kapının kafanda kurduğun bir teselli masalı olduğunu bir karpuz gibi damdan düşüp yerle yeksan olunca anlıyorsun. acı oluyor, canın acıyor evet ve gece üçlerine kadar başın çatlıyor ama anlıyorsun.

insanların eninde sonunda ne kadar bencil olduğunu anlaman için kendine bakman gerekiyor. hiç birimiz iyi insanlar değiliz kabul edelim artık.