26 Haziran 2011 Pazar

insanlık muhasebesi

Resmi ideoloji, sağ görüşlüler ve birçok kemalist cenah yıllardır doğudaki insanları barbarlıkla, gericilikle, teröristlikle, bebek katilliğiyle suçladı. Dillerini konuşmalarına müsade etmediler, Adana, İstanbul, İzmir ve envayi çeşit büyük şehirde bu insanları bokun püsürün içinde yaşamaya mahkum ettiler. O insanları feodalite içinde, hırçın bir şekilde yaşamaya mahkum ettiler.

Dağa çıktı bu adamlar "terörist" oldular, meclise girmek istediler alınmadılar ! İyisiyle, kötüsüyle, çocuğuyla-yaşlısıyla, kadınıyla erkeğiyle sokaklara döküldüler yine o teröristlikleri suratlarına çarpıldı. Özellikle AKP döneminde çatışmaların arttığını görüyoruz " açılım " dediler yutmadı o insanlar. Vatansever geçinen birçok TC vatandaşından daha cansiperane memleketlerini savundular! Birileri çıkıp da şimdi bölücü bilmem ne diye konuşmasın onlar hepimizden daha birleştiriciler.

Oturup bi düşünün hangi biriniz özgürlüğünüz için canınızı siper etmeye hazırsınız? Bu kadar baskıya, zulme, işkenceye rağmen kaçınız onurlu bir yaşam mücadelesi verebilecek güçtesiniz? Ben bu görüntüleri gördükçe insanlığımdan, aldığım nefesten utanıyorum.

Daha bugün birkaç saat evvel Şişli'de olaylar çıktı. O kadar çok kanıksadık ki doğuda olanlardan bahsetmiyorum bile. Henüz seçimlerden hemen önce Hopa'da "eşkıya" lar vuruştu. Kalkıp kimseye siyaset ahkamı kesecek değilim ama insanlığın ne demek olduğuna dair en ufak bir ışık kaldıysa içinizde insanlık muhasebesi yapın. Benim gönlüm daha da elvermiyor bu olanlara.

p.s. : seçim sonuçlarından bahsetmeyin, iradenizi ortaya koyun.

aha da bu blogu yazmama neden olan görüntüler
http://www2.dha.com.tr/dhavideogaleri.asp?vid=178269

15 Haziran 2011 Çarşamba

adım Şakir

Adım şakir
tabancamı orta gözde saklarım
bütün zilleri çaldım
her kız en az bir kere terketti beni
adım Şakir
bekarım

Adım Şakir
sakat bir atın mümkünse burnuyum
gururluyum
yaşadım ve savaştım
sümüklü bir fil gibi
aslen özürüm
çolak bir boksörüm ötekinin ringinde
adım Şakir
sakarım

Adım Şakir
bana katil diyen türbedar
olmadımsa birimi klonlarım
adı Şakir
adım Şakir
şoparım...

Selim Temo

8 Haziran 2011 Çarşamba

Laleli'de Bir Azize/Zafer Ekin Karabay

I.

Sen körebesin bütün oyunlarda
ve destanlarda küçük bir göçebesin.

Ben bir beraat takviminde günahkarım.
Kaldırıma yasak düşer, mekruh yaşarım

Bir de bilirim
ne sözlerim ne de dizelerim bengidir
bilirim
saçların rüzgarla kafiye
elerin bu aşka teşnedir.

...Artık uzat elini
uzat ki kendimden sürgün geldim
"şairler anlaşılmaz" dedin
sürgünlerden düşsüz geldim.

Gel düş dilenelim, düşkün sevelim.

II.

İşlemez yalan ve talan aşkların hükmü
Çünkü aslolan gitmek değil, kalmaktır
Çünkü aşk
dinmez bir yağmur
ve yasa dinlemez bir halktır.

Bu yüzden sen de
Aşklarını da saçların gibi geriye sal
ve benimle kal
Çünkü
en acımasız yanıdır tarihin
imge soykırımında bir şiir emekçisinin ölümü.
ve senin hüzünle örtüşen yüzün

Kaldırıp düşler sokağına çıkma yasağını
dinle kalbimin gürültüsünü
-Ne dize gelirim
ne dizesiz bir yere-


3 Haziran 2011 Cuma

haziranda yaşamak zor

haziran direnişleri, ölümleri, zulümleri bir de üstüne metin hoca'nın ölümü...1-2 hafta sonra doğum günüm anladım ki haziranda ölmek kadar doğmak da zor.

şu 21 yıllık ömrümde aklımın yettiği zamandan bu yana bu memleket bir gün yüzü görmedi, yediğimiz yemeği hep boğazımıza dizdiler. üstelik sırtımızdan kazandılar, çay kaşıklarıyla verip koca koca kazanlarla aldılar. bazıları tatlısı da var acısı da var diyor; biz tatlı olmasını istediğimiz var o tatlı yanları.

zulmü, baskıyı, polis copunu, tazyikli suları, gaz bombalarını, çocukların ölmesini, insanların öldürülmesini o kadar kanıksadık ki normal şeylermiş gibi geliyor sanki oysa içten içe biriktiriyoruz. modernizmdi,postmodernizmdi, ülkenin bekasıydı, gayri safi milli hasılaydı derken, gayri insani yaşıyoruz.

arabesklik değil bu aksine umuda bağlılık kavgada düşene, döğüşene bin selam olsun. direndikçe güzelleşir dünya, boyun eğdikçe rezilleşir.