4 Aralık 2011 Pazar

evin en karışık yerinden

annemin araköyde sıyırdığı mahlepleri ve para makinası salyangozları, düş yordamıyla elliyorum. bu satırları size şeftali kokulu odamdan yazıyorum. teyzeler, ananeler, teyze kızları, teyze kızlarının çocukları ve mini minnak bir " bulut ", bugün hava çok güzel sevgili okur, yeni bir şeye başlamanın tam havası. tepemdeki raftan el sallayan kitaplar, arkamdaki masada bekleyen "insan kaynakları" ders notları ve bir türlü hocalarını ikna edemediğim mazeret sınavı tarihleri var kafamda. bir yerde temize çekilmeyi beklenen bir konuşma, diğer yanda çalışılacak dersler, bir yanda dinleti notları.

otobüste düşündüklerimi eve gelince nedense unutuyorum. babaların o eve girince baba olması halleri benim eve girince 5 yaşındaki çocuğa dönüşmemle eş değer gibi. çok genç olmanın çok kere vurgulanması, otobüsün rahatsız koltukları ve telefonda gelişen sevgili kavgaları kafamı karıştırıyor. 21 yaşında emekli kadın hayalleri kurup bir köye yerleşmeli düşleri kurmak için çok erken değil çünkü hiçbir zaman emekli olamayacağımı biliyorum.

yalnızlığa o kadar çok alışmak ki bütün sosyal iletim ağlarını kapamak kadar ciddi kararları tetikliyor. ben artık yok olabilirim ya da başka birşey olabilirim. beni ben yapan şeyler yok, beni ben yapan benim. o halde herkese karşı suskun kalmakta ve hiçbir şeyi anlatmamakta diretmek çok yerinde bir karar olur.

ben kimseyle oturup şiir yazmadım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder