21 Nisan 2011 Perşembe

ve and olsun ki

Dışardan yeni geldim öyle bir bakınıyordum ne var ne yok diye http://www.sendika.org/yazi.php?yazi_no=36927 bu uzantıdaki yazıyı okudum, düşündüm. Duygusal naneliklerin, samimiyetsiz üzülüyor-muş gibi yapmaların ötesinde kafam bozuldu gerçekten üzüldüm! Dışarıya çıkmamın sebebi de Hıdırellez Şenlikleri'nin rant kapısı haline getirilerek peşkeş çekilmesi üzerine örgütlediğimiz bir eylemdi.

İnsanlar genelde aşk gibi durumların acılarında kendini tarif edemez, ilginç bir melankoliye ve dışarı vurulamayan bir öfkeye aşktan ötürü sahiptir. Bu seferki böyle değil bir memleket yüzyıllardır kan ağlıyor bu beni öfkelendiriyor, kendimi tarif edemez hale getiriyor. Şayet uzantıdaki yazıyı okursanız en azından neden ötürü böyle olduğumu anlayabilirsiniz.

Üstüne üstlük bugün 18 yaşındaki bir çocuk polis kurşunuyla Bismil'de can verdi. İnsanlar yaşamak ve yaşatmak için ölüyor/öldürüyor, insanlık tarihinin en acı yanı değil de nedir bu? Habil-Kabil meselesi, Türk-Kürt meselesi, Alevi-Sunni meselesi, İngiliz-İrlandalı meselesi ve daha birçok mesele. İnsanlık yıllardır birbirini katletmeye doymadı, doyamıyor. Analar kalıyor geride, babasız çocuklar, eşsiz kadınlar ve kan ve vahşet dolu pis bir tarih kalıyor.

Bu savaşın, bu vahşetin kazananları, çıkar tarafları utanmıyor mu insanlığından!

Ve and olsun ki,
Hiçbir kurşun,
Hiçbir çelik,
Hiçbir toprak ve hiçbir vatan,
Daha kutsal değildir
İnsandan!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder