19 Mayıs 2014 Pazartesi

Aşk ile geliyoruz





21. yüzyılın ironik başlayan ve sansasyonla devam eden yıllarındayız ve yine bir yıla veda ediyoruz. Bu kez gariban değiliz alnımız ak, hırsıza hırsız diyebiliyoruz katile katil. Hesap sormanın hak olduğunu bellemeye başladığımız zulmün gırla gittiği, başkaldırınınsa alıp başını yürüdüğü bir senedeydik, geleceklerin daha coşkulu olması dileğiyle.

Bilmiyorum ne ara hem Müslümcü hem şiirsever hem sokaklarda polise kök söktüren anarşistler olduk. Bir dostum demişti "baba yaşasaydı eline daşı, sopayı alır sokağa çıkardı" bense akbank reklamına atıfta bulunarak "yılların babasını neoliberal bir godoşa çevirmişlerdi biz onu yine de Zincirlikuyu illegalitesiyle analım" yanıtını vermiştim. Yani her şey değişiyordu doğrularımız yanlışlanıyor, yanlışlar değişiyor oksi moronlaşmış* kavramlar dünyasına giriyorduk. Atatürkçü, Apocu, teist, ateist direnmiştik dostluk sofraları kurmuştuk. Sahi dostluk neydi? Tanımadığın bir insanın gözlerine talcidli su dökmekti. Sevgi bir diğerinin derdine ortak olunca filizleniyordu. Aşk bir havai fişek atımıyla başlıyordu. Hüzünlüydük, aşıktık, öfkeliydik, anlaşıyorduk da biraz da romantik...

Yüzümüz kimi zaman yıkılmış bir barikatın hüznüydü, Taksim'de sapan tutan bir teyzeydi, Berkin'dik, Lobna'ydık, Medeni'ydik, Mehmet'tik, Ethem'dik, Ali İsmail'dik adını sayamadığım bil cümle direnişçiydik; birlikte olmayı birlikte ölmeyi öğrendik. Devlet dersinde ölen çocuklardık, Roboski'ydik, Reyhanlı'ydık şiirimiz karaydı, yüreğimiz deli. Şiirlerle, öfkelerle süsledik sokak duvarlarını, kömür kokulu sokaklara, varoşlara döktük isyanımızı, öfkemizi şarkı-garbı eksen edinmiş kara bir memlekete doğru haykırdık, tomaları dövdük, atmleri tarumar ettik.

Bizler iyi çocuklarız toprağı istiyoruz, yeşili, komşularımızı, gözlerimizin içine bakabilmeyi, gök kuşağının yedi rengini, bil cümle tabiatın kendini; avmlere sıkıştırılmış sinemalarımızı, tiyatrolarımızı, kitaplarımızı istiyoruz; beton yığınlarında kaybolmayan yüreklerimiz yaşamın şaka olmadığını anlayalı çok zaman oldu. Bizi yönettiğini zanneden kokuşmuş sürüleri, hırsızlar, alçaklar, katiller yaptıklarının hesabını verecekler. Umutla bakıyoruz yarınlara, direngenliğimizi, tazeliğimizi kaybetmeden, öfkemizi dindirmeden ama aşk ile geliyoruz yarınlara, yeni yıllara...

Aşk ile geliyoruz; hastane ranzalarından, mahpuslardan, Cihangir'in merdivenlerinden, Gülsuyu'ndan, Gerze'den, Esenyurt'tan, çocukluğumuzdan ve çocuk kalmışlığımızdan.

Ve Kazanıyoruz.



    Özgüç'e selam olsun.








29.12.2013 tarihli Fraksiyon.org'ta yayınlanan yazımdır...

http://fraksiyon.org/ask-ile-geliyoruz/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder