2 Mayıs 2011 Pazartesi

ispanyol çarşıları



ispanyol çarşıları içinde unuttuk uzun soluklu kalkınma planlarımızı. biz ezilendik, biz fakirdik etkilemiyordu bizleri gayri safi milli hasılanın artması. bol acıtasyonlu fotograf sergilerine duygu oldu yüzlerimiz, şu entellerin soğukkanlılığı yüzümüze vuruyordu, burnumuz buz kesiyordu. oysa bizim can havliyle atılmış taşlarımız, yumruklarımız ve sloganlarımız vardı. bir ordu nizamında fakat candan bir tepki düşün ki hiyerarşi yok, komut yok, güdüm yok; savaş var!

yıllardır varolan bir savaşa yok diyerek ne değiştirebildiler bilmiyorum, içimizdeki savaşı unutmadık ama sokaktakini unuttuk, gözle gördüklerimizi yok saydık! oysa o değil miydi ki " yapan kadar gören de, görüp de söylemeyen de suçludur " diyen. nasıl güzel tanrılar büyüttük, nasıl güzel besledik onları. umutsuzluğumuz umut oldu onlara, dur diyen adil bir tanrı da çıkmadı ortaya!yediler hominigırtlak, savurdular hoyratça ve bilmeden, ve günü kurtarmak için biz besledik onları! bir patos makinası kadar aç gözlü, bir o kadar çaresiz, bir o kadar ellerimize mahkum! ama bilemedik, tanıyamadık içimizdeki yılanı.

gelmiş karşıma milliyetimi soruyorsun, var mıdır ki ezilenin milliyeti. tamam kabul ediyorum en alttaki değilim ama onun acısını paylaşıyorum. gündelik şakaya vuruşlarımızı unut gitsin, biz nasıl zımparalandığımızı biliyoruz. taş olsak suyumuzu çıkarırlardı ki övünürüz "taşı sıksak suyunu çıkarırız" yalan(!) suyumuzu çıkarıyorlar, akıtıyorlar kanımızı oluk oluk.

hadi buna cinayet demiyelim, katliam dersek daha mı sosyal olur? düşün ki bir toplum bölük bölük ölü çocuklar doğuruyor, düşük yapıyor! iç kanamalar, kistler, miyonlar, çibanlar...

bir yanlışım dünyada, en az senin kadar* belki de daha fazlası. hadi ben öldüm diyelim, hadi sen öldün diyelim konuşuyor bu ölüler, direnebilir bu ölüler.

içimizdeki mermileri bir bir çıkarmanın zamanı gelmedi mi? açıktan konuşmak gerekir, dünya hergün kirlenir, görünmez bir el kirletir ve senin temizlemen gerekir. milyon yıldır temizlemiyorsun, milyon yıl da öl bakalım!

ispanyol çarşıları içinde unuttuk uzun soluklu kurtuluşları, kendi sokağımıza gelince hatırladık sokakların kana bulandığını. bir taşı aldık, içini oyduk bir dünya büyüttük bir noktadan fırlattık! tanrı bile şaşırdı yaptığımıza, çılgın projesi olan big bang çürümüştü artık çünkü ölmüştü tanrı da korkularıyla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder