3 Mart 2011 Perşembe

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü


Bütün kadınların 8 Mart'ı şimdiden kutlu olsun! 21. Yüzyılda 'çalışmak kadını özgürleştirir mi?' sorusunu sormamız gerekiyor. Patrialkal sistemde kadınlara biçilen rol nedir? Kadının yeri ev midir? Kadın çalışmalı mıdır? Bunları sorgulamamız toplumun temel yapısını oluşturan ailenin dinamosu olan Kadın için ileri bir adım niteliği taşımaktadır. Evde kocaya, işyerinde işverene, babaocağında babaya, abiye 'borçlu' sayılan kadının yeri neresidir? Kadın nedir, ne olmalıdır?

Herşey bir tarafa kadına giydirilen 'cinsellik' kadını sex objesi mi kılar? Kadının doğurganlığı başlı başına bir yeniden üretimci olduğunun bariz göstergesidir. Fakat doğurganlığı ona mecburiyet olarak dayatmak sağlıklı değildir. Sıkıntı duyduğumuz ve birçok emekçinin, alt gelir grubunun canını yakan kapitalizm kadının ve kadın emeğinin özgürleşmesiyle çözülebilir. Fakat yine toplum içinde kadını konumlandırırken nedense hep ikinci planda yer veriliyor.

Kadın ev içi alanda da yeniden üretici konumundadır. Fakat devletlerin bu konuda kadına güvence sağlayan bir girişimi, kanunu ya da projesi bulunmamaktır, varsa bile yetersiz kalmaktadır. Çalışma yaşamına atılan kadının yükü daha da artmakta bir de çocukları varsa vay haline!

Tüm bunlar yetmiyormuş gibi kadına yönelik cinsel, bedensel ve psikolojik şiddet. Küçük yaşta ev kadınlığı görevini üstlenme, 'evinin kadını, çocuklarının anası ' olma misyonu kadını ezmiş ve aile içinde kadını bir başka açıyla da yalnızlaştırmıştır.

Kadın'ın ' sokakta hanımefendi, mutfakta aşçı, yatakta orospu olanı' değil! İsyan edeni makbuldür!

Tüm bu soruların ve sorunların çözüm bulacağı bir dünya ümidiyle tekrar tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun!



Tarihçe

8 Mart 1857 tarihinde New York'ta 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polis işçilere saldırarak onları fabrikaya kitledi. Bunun ardından çıkan yangında işçiler fabrika önündeki barikatlar nedeniyle yangından kaçamadılar ve çoğu kadın olmak üzere 129 işçi can verdi.

1910 tarihinde Kopenhag'ta 2.Enternasyonale bağlı kadınların toplantısında Clara Zetkin'in önerisiyle 8 Mart 1857'deki yangında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü olarak oybirliğiyle kabul edildi. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı yılları arasında bazı ülkelerde anılması yasaklanan Dünya Emekçi Kadınlar günü 1960'ların sonunda ABD'de de anılmaya başlanmasıyla daha güçlü bir şekilde gündeme geldi. BM Genel Kurulu 16 Aralık 1977'de 8 Mart'ın Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak anılmasını kabul etti.

Türkiye'de ilk kez 1921 yılında kutlanmaya başlandı. 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi'nden sonra dört yıl boyunca kutlama yapılamadı. 1984'ten itibaren her yıl kutlanmaya başlandı.


İlk Kadın Mizah Dergisi

8 Mart’ta dünyanın ilk kadın mizah dergisi yayın hayatına başlıyor. “Bayan Yanı” ismiyle çıkacak olan dergiyi hazırlamak için LeMan’ın kadın yazar-çizerleri kolları sıvadı. Derginin erkek çizerleri kenara çekildi ve LeMan’ın 8 Mart’a denk gelen bu haftaki sayısını çıkarmama kararı aldı.

Kötü kız, Ezik Hanım, Eşi Nadide, Tüpçü, Yaşam Koçu Afet Abla, Tuğçe gibi ünlü çizgi kahramanların yanı sıra Sıdıka’ da “Bayan Yanı”yla sıkı bir dönüş yapıyor.
Ramize Erer, Feyhan Güver, İpek Özsüslü, Gülay Batur, Andaç Gürsoy, Aslı Perker, Nurgül Kaan, Melda Okur, Duygu Sarı, Raziye İçoğlu, Meral Onat gibi isimlerin yer aldığı 20 kadın yazar-çizeri Bayan Yanı bir araya getirmiş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder