26 Mart 2011 Cumartesi

pencereden kar geliyor II

gülmüyor, gülemiyordu alışkındı da bu duruma zaten. ayakları, elleri, burnu üşüyordu sanki kar yağıyor! yalnızlık dolusu otobüsler, minibüsler, bitmek bilmeyen yolculuklar ısıtılıp ısıtılıp yenilen ve hazmedilmeyen vedalar bunların hepsi üşümesi için yetiyordu.

dünyaya aşağılanmak, hor görülmek ve sevgisizlikle yoğrulmak için gönderildiğini düşünüyordu. bu sabah otobüste hiçbirşeyi değiştiremeyeceğini anladığında kahrından ölmek istedi o an ve eve geldiğinde matruşkasıyla göz göze geldiği 1 saniyede milyonlarca şey düşündü.

elektrikler gitti. yorganın altına girdi ne uyudu ne ağladı ne düşündü. tıpkı bir masa gibi tıpkı herhangi bir nesne gibi gerek duyulduğunda kullanılmayı bekliyordu. dünyanın nasıl kurtulacağını, öldürülen çocukları, gelecek kaygılarını ve birgün eğer çalışırsa ödeyeceği vergileri düşünmeden yalnızca bir nesne gibi kaskatı kesildi yorganın altında. diyordu ki kendi kendine ' yediklerimiz, içtiklerimiz, öptüklerimiz, sevip sevmediklerimiz ne işe yarıyordu. insan neydi neyle yaşar, neyle ölürdü '.

cevap alamıyordu, ağlayamıyordu üstelik hiçbir türkü de artık fayda etmiyordu. dünyasının iflas ettiği andı, o an. ve düşündü modern avadanlar içinde fırlatılamayan bir ev yapımı molotoftu, daha fazlası değil.

büyük bir mutsuzluk içindeyiz, büyük bir buhran. pencereden kar geliyor cihan, pencereyi kapat.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder